Archive for Ağustos, 2008
İŞTE KADIN:)
erkeğin her şeye hazır olması gerekir.
‘Yaş otuz beş, yolun yarısı eder’ deyince şair, yolu yarılayan kadınlar
aklıma gelir.
Ne aradığını ya da ne aramadığını bilen kadınlar.
Aşkı, sevdayı mutlaka tatmış olurlar.
Bu nedenle onları yüzeysel duygularla kandırmak mümkün değildir.
Aşkın da aşksızlığın da kokusu bu kadınlara sizden önce gelir.
Ömrünün diğer yarısını kendini geliştirmeye adayacağından bilinçleri doruğa
yükselir.
Akıl ve bedenle birlikte girdiği ortama renk ve ışık verir..
Yolu yarılayan kadınlarla kolay ve zor bir hayat iç içedir. Sevgisinde de
,öfkesinde de cömerttir.
Evet anlamına gelen kadınsı hayırlarla kapris yapılmayacağını çoktan
öğrenmiştir.
Erkeğin ne ardından gelir, n! e de ilerisinde olmak için didinir.
Yan yana ,can cana duruşlar tercihidir.
Bazen bir anne şefkati, bazen de bir aslan kükremesi ile şaşkınlığa çevirir.
Onunla birlikte olan erkeğin her şeye hazır olması gerekir.
Yolu yarılayan kadınlar duygularını yaşamasını bilir.
Davranışları sebepsiz değildir.
Kalbi kırıldıysa ağlar, ağlayışının sebebi erkeğin ona sunacağı sevgi
değildir.
Mutluysa kahkahalar atar, gülüşünün sebebi dikkat çekmek değildir.
Seviyorsa kıskanır, kıskanç oluşunun sebebi kendine güvensizlik değildir.
Üzgünse omuz arar, destek istemesi çaresizliğinden değildir.
Suskunsa sebebi vardır, kendi haline bırakılması gerekir.
Yolu yarılayan kadınların hissiyatı kuvvetlidir.
Aldatıldığını sezgilerini kullanarak gün ışığına çıkarır.
Veda vakti geldi demenize bile gerek yoktur.
O verdiğiniz mesajı çoktan anlayıp kendi yolunu tutmuştur.
Her gidiş kadını daha da kadınlaştırır.
Gidenin ardından bakacak kadar hayatın uzun olmadığını anlamıştır.
Ve gizem kadına en çok bu yaşlarda yakışır.
BENİM GÜNLÜKKK:=)))
HAYALLLERİNİZDEN ASLA VAZGEÇMEYİN
Çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışta koşarak atları terbiye etmeye çalışan
gezgin bir at terbiyecisinin genç oğlunun, babasının işi nedeniyle orta
öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve
yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası. Çocuk
bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini
anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı.
Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı.Hatta hayalindeki 200 dönümlük
çiftliğin krokisini de çizdi. Binaların, ahırların ve koşu yollarının
yerlerini gösterdi.
Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000 metrekarelik evin
ayrıntılı planını da ekledi. Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev,
tam kalbinin sesiydi.
İki gün sonra ödevi geri aldı. Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış
kocaman bir "0" ve "Dersten sonra beni gör" uyarısı vardı. "Neden "0"
aldım?" diye merakla sordu hocasına, çocuk. "Bu senin yaşında bir çocuk için
gerçekçi olmayan bir hayal"dedi, hocası. "Paran yok. Gezginci bir aileden
geliyorsun. Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce
araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da alman gerekiyor. Bunu
başarman imkansız" ve ekledi: "Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten
sonra yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm."Çocuk evine
döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına danıştı.
"Oğlum" dedi babası "Bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu senin hayatın
için oldukça önemli bir seçim!. "Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra
ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına. "Siz verdiğiniz
notu değiştirmeyin" dedi. "Ben de hayallerimi".